13.6.10

İMPLANTOLOJİDE GERÇEKLER

Dişhekimliğinde implant uygulamaları günümüzde, diş eksikliklerinin tedavisinde en önemli tedavi seçeneği olmuştur. Farklı şekillerde ortaya çıkan hemen her dişsizlik vakasının rehabilitasyonunda, öncelikli düşünülmesi gereken bir bir tedavi şeklidir. Geleneksel olarak tanımlanan, diş kesimi ile geçekleştirilen porselen restorasyonlar ve hareketli protezler ile karşılaştırıldıklarında, implant destekli restorasyonların hiçbir dezavantajı yoktur. Yeter ki, hatasız bir tedavi planlaması yapılıp, bu planlama da hatasız cerrahi ve protetik işlemler ile gerçekleştirilsin.
1990’lı yılların ortalarından itibaren yapılan araştırmalarla mükemmelleşen implant tasarımı ve yüzey özellikleri, gelişen cerrahi teknikler ve materyalleri sayesinde, bugün dişhekimlerinin önünde son derece kaliteli tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Bütün bu olumlu gelişmelere karşın günümüzde implantoloji alanında, tüm dünyada ve ülkemizde, bu alanda birtakım sorunların da olduğu yadsınmaz bir gerçektir. Bu sorunlar üzerinde durulduğunda, ortaya çıkan problemlerin, ana başlıklar halinde incelenmesi önümüze daha aydınlatıcı bir tablo koyar. Bu sorunları:
1- Dünyadaki implantoloji pazarı açısından,
2- Tedavi şekilleri ve uygulamaları açısından ve
3- Akademisyenler açısından incelemek daha yararlı olacaktır.
DÜNYADAKİ İMPLANTOLOJİ PAZARI AÇISINDAN:
Pazar bakımından incelendiğinde, implantolojide karşımıza çıkan problemlerin en başında, giderek artan bir şekilde implant üreticisi firmalar tarafından yönlendirilen bir ortamın olması geliyor. Böyle bir ortamda, üzerinde ciddi klinik araştırmalar yapılmamış markalar çok çeşitli promosyon teknikleri kullanarak, özellikle implantoloji ile yeni yeni tanışan dişhekimlerinin kafasını karıştırıp, onları hatalı yönlendirebiliyorlar. Güya bilimsel olarak üretildi sloganları ile sürekli olarak dişhekimlerinin karşısına, ilgi çekici ve cazip implant materyalleri çıkıyor. Hiçbir bilimsel kanıtları olmayan bu materyallerin pazarda yer bulması için her yol kullanılabiliniyor. Gerçek anlamda bilimsel olmayan bir taban üzerinde, doğrular ile yanlışlar birbirlerine karıştırılabiliniyor. O zamanda gerçek bilimsel tabanlı implant materyalleri ile taklit (kopya) ürünler kolaylıkla birbirleri ile aynı pazarda, sanki aynı kaliteye sahiplermiş gibi yer bulabiliyor.
TEDAVİ ŞEKİLLERİ ve UYGULAMALARI AÇISINDAN:
Günümüzde ne yazık ki, birbirlerinden çok farklı tedavi uygulamaları görüyoruz. Oysa tedavi protokollerinin hem cerrahi aşamada, hem de protetik uygulamada belli sınırlar içinde uygulanması gerekmektedir. Benzer vakaların aynı protokollerle uygulanmayıp, hekime göre farklılaştırılması tedavi sonuçlarının da değişmesine neden olmaktadır.
Tedavi şekileri ve uygulamlarında bazı girişimler implant başarısını olumsuz yönde etkilemektedir. Bugün implantolojide, uzun tedavi sürelerinin kısaltılması için, dişhekimleri çoğu vakada, hızlı hareket etmektedirler. Hız faktörü dendiğinde, diş çekimini takiben anında implantın yerleştirilmesini ya/ya da yerleştirilen implantların üzerine çok kısa sürelerde üst yapılarının yapılmasını anlıyoruz. Oysa bir implantın, çekilen bir dişin yerine hangi koşullarda ve sürelerde yerleştirileceği, bugün kesin hatlarla neredeyse bellidir. Aynı zamanda, implantların üzerine ne zaman, çok kısa sürelerde üst yapı yapılacağını da bizlere, uzun dönemli klinik çalışmalar tanımlamaktadır. Bunların dışındaki tüm uygulamaların, bilimsel tabandan uzak çabalar olduğu, mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Bu yerli yersiz hızlı uygulamalar, günümüzde implant ve cerrahi materyallerin mükemmelleşmesine ve tekniklerin son derece gelişmesine karşın, tüm dünyada implant başarısızlıklarının çok gereksiz nedenlerle artmasına neden olmaktadır.
Tedavi şekilleri ve uygulamalarını belirleyen en önemli faktör de, tedavi planlamasıdır. Bir dişsizlik söz konusu olduğunda, en başta yapılması gereken doğru ve hatasız bir planlamadır. Doğru bir tedavi planlaması yapılmadan başlanan vakaların başarısızlığa mahkum oldukları hiç unutulmamalıdır. Hatasız bir tedavi planlaması, tedavinin hemen hemen yarısıdır.
Yukarıda belirtilen tedavi şekilleri ve uygulamalarında ortaya çıkan değişiklikler, kuşkusuz implant tedavisinde çeşitli komplikasyonlara neden olarak, hastalar arasında, sanki implant tedavilerinin her zaman sorunlu geliştiği inancını yaymaktadır. Oysa implant, tedavi seçenekleri arasında hastalar için en olumlu yaklaşımdır.
AKADEMİSYENLER AÇISINDAN:
Bu, günümüzde çok da dillendirilmemiş bir konudur. Akademisyenlerin neden oldukları implantoloji alanındaki sorunları ele alırken, ilgili yayınlanmış literatürü ve akademisyenlerin yaklaşımlarını farklı yönlerle ele almak daha yararlı olacaktır. İmplantoloji literatüründe, çok kısa sayılabilecek sürede çok hızlı bir değişim olduğu bir gerçektir. Özellikle, 90’lı yılların ortalarından itibaren literatürde büyük değişiklikler gözlenmiştir. Bundan ötürü 2000 yılında kabul gören bazı konular, 2009 yılına gelindiğinde büyük değişikliklere uğramıştır. Kısaca üzerinde durmak gerekirse, yayınlanmış klinik çalışmaların her an çok dikkatli takip edilmeleri gerekmektedir. Son yirmi yılda, literatür incelendiğinde çok hızla eskidiği görülmektedir.
Ülkemizde Dişhekimliği Fakültelerinde implant eğitimlerinin ancak son yıllarda dikkate değer bir gelişme gösterdikleri göz önünde bulundurulduğunda, mezuniyet sonrası implant eğitimi dişhekimliğinin en önemsenmesi gereken bir olgusudur. Burada birçok akademisyenin, sadece akademik bir hevesle gösterdikleri çabalar, gerçekten bu alandaki eksikliğin giderilmesinde çok büyük ve yadsınmaz bir katkı sağlamaktadır. Buradaki sorun, bu akademisyenlerin dışındaki bazı akademisyenlerin kongre, kurs ve diğer etkinliklerdeki yaklaşımlarıdır. Bu tip akademisyenlerin neden oldukları sorunları, aslında bilinçsiz ve bilinçli olarak mutlaka iki yönde değerlendirilmesi gerekir. Bilinçsiz olarak akademisyenlerin yaptıkları hataları ya da neden oldukları sorunları incelersek, bunların başında; eskiyen literatürü, yenilemeden konferanslarına ya da verdikleri kurslara aktarmalarıdır. Bu gibi akademik etkinliklere sadece öğrenmek için katılan dişhekimleri, böylece hatalı bilgilendirilmiş olur. Bilinçsiz diye, biraz da yumuşatarak yaptığımız bu değerlendirmede, yine de bu tip akademisyenlerin sorumsuzluğu öne çıkmaktadır. Bilinçli olarak yapılan hatalar ya da ortaya çıkan sorunlar ise, etik kavramını da zedeleyen bir durumdur. Burada, çoğunlukla bazı firmalara yakın olan ya da ticari etkinlikleri olan, ve isimlerinin başında doçent, profesör gibi ünvanlar taşıyan kişileri görmekteyiz. Sayıları çok az da olsa bu gibi kişiler aslında bilime ve dişhekimliği nosyonuna büyük zarar vermektedirler. Bunlar çoğu kez, önemsiz araştırmaları öne çıkartarak, literatürü hatalı ve gereksiz şekilde yönlendirerek, sunumlarında bilimsel kanıtlardan uzak ve ilgisiz söylentilere neden olmaktadırlar. Bunlar arasında akademisyenlikten tamamen uzaklaşan kişileri de ne yazık ki görmekteyiz. Burada, kanımca en önemli rol, başta Türk Dişhekimliği Birliği ve Odalarına düşüyor. Camia tarafından çok iyi bilinen bu tip kişilerin, çok hızlı bir şekilde mutlaka, bu çok önemsediğimiz kurumlarımız tarafından düzenlenen kongre, kurs ve benzeri akademik etkinliklerden uzaklaştırılması gerekir.
Bu akademik etkinliklere, öğrenmek ve bilgilerini tazelemek amacıyla katılan dişhekimlerinin de mutlaka bu gibi bir değerlendirmeyi, kendi kafalarında yapmaları gerekir. Özellikle implant sunumlarında bazen, birtakım teknikler tanıtılmakta, bazı farklı uygulamalar gösterilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, birçok teknik ya da materyal kullanılarak elde edilen ve sunumlarda kendilerine gösterilen sonuçtur. İmplantolojide sonuç, hangi teknik ya da malzeme kullanılırsa kullanılsın, yerleştirilmiş bir implant üzerinde bir protetik restorasyonun yapılabilmiş olmasıdır. Birçok zorluklarla yerleştirilen ve sunumlarında sadece cerrahi görüntüleri ile aktarılan implantların üzerine bir üst yapı yapıldığı görülmüyorsa, bunun implantoloji için hiçbir şey ifade etmediği unutulmamalıdır.
İmplantolojide amaç, bir dişsizlik nedeniyle başvuran hastaya sonuçta implant destekli bir protez yapılmasıdır. Amaç, asla implantın kemik yerleştirilmesi değildir. İmplant sonuç protez için kullandığımız bir araçtır. Çeşitli sunumlarda slayt perdesinde karşımıza çıkan, üzerlerinde herhangi bir protez olmayan implantlar hiçbir işe yaramazlar. Olsa olsa kemik içine yerleştirilmiş birer metal parçasıdırlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder